Sayfalar

LEZZETLİ TATLAR KEŞFİNE HOŞ GELDİNİZ

Aralık 04, 2011

ON MUHARREM 5 ARALIK 2011

             Bugün muharrem ayının onuncu günü.İnternette araştırdım bu gün ne kadar manalı anlamlı bir günmüş bu ayda öyle.Bu aralar nerdeyse her evde,tvlerde,marketlerde,pazarlarda aşure söz konusu.Aşureyide muharrem ayının onuncu günü yapılması daha faziletli imiş.
   Okuduğum bi kaç siteden notlar paylaşmak istiyorum.Çok güzel bilgiler.


<>Muharrem Ayı ve Aşure Günü<><><> "Şehrullahi'l-Muharrem" olarak meşhur olan, yani "Allah'ın ayı Muharrem" olarak bilinen Muharrem ayı, İlahi bereket ve feyzin, Rabbani ihsan ve keremin coştuğu ve bollaştığı bir aydır. Allah'ın ayı, günü ve yılı olmaz, ancak Allah'ın rahmetine ermenin önemli bir fırsatı olduğu için Peygamberimiz tarafından bu şekilde ifade edilmiştir. Âşura Günü ise Muharrem'in 10. günüdür. Âşura Gününün Allah katında ayrı bir yeri vardır. Bugünde Cenâb-ı Hak on peygamberine on çeşit ikramda bulunmuş ve kudsiyetini arttırmıştır. Bu günlerde oruç tutmak çok faziletlidir. Hicrî Senenin ilk ayı olan Muharrem ayının 10. günü Âşura Günüdür. Muharrem ayının diğer aylar arasında ayrı bir yeri olduğu gibi, Âşura Gününün de diğer günler içinde daha mübarek ve bereketli bir konumu bulunmaktadır. Âşura Gününün Allah katında da çok seçkin bir yerinin olduğunu Fecr Sûresinin ikinci âyeti olan "On geceye yemin olsun" ifâdelerinin tefsirinden öğrenmekteyiz. Bazı tefsirlerimizde bu on gecenin Muharrem'in Âşurasine kadar geçen gece olduğu beyan edilmektedir.(1) Cenâb-ı Hak bu gecelere yemin ederek onların kudsiyet ve bereketini bildirmektedir. Bugüne "Âşura" denmesinin sebebi, Muharrem ayının onuncu gününe denk geldiği içindir. Hadis kitaplarında geçtiğine göre ise, bu güne bu ismin verilmesinin hikmeti, o günde Cenâb-ı Hak on peygamberine on değişik ikram ve ihsan ettiği içindir. Bu ikramlar şöyle belirtilmektedir: 1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Âşura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür. 2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cûdi Dağının üzerine Âşura Gününde demirlemiştir. 3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Âşura Günü kurtulmuştur. 4. Hz. Âdem'in (a.s.) tevbesi Âşura Günü kabul edilmiştir. 5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Âşura Günü çıkarılmıştır. 6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir. 7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir. 8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur. 9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. 10. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.(2) Hz. Âişe'nın belirttiğine göre, Kabe'nin örtüsü daha önceleri Âşura gününde değiştirilirdi. İşte böylesine mânalı ve kudsî hâdiselerin yıldönümü olan bu mübarek gün ve gece, Saadet Asrından beri Müslümanlarca hep kutlana gelmiştir. Bugünlerde ibadet için daha çok zaman ayırmışlar, başka günlere nisbetle daha fazla hayır hasenatta bulunmuşlardır. Çünkü, Cenab-ı Hakkın bugünlerde yapılan ibadetleri, edilen tevbeleri kabul edeceğine dair hadisler mevcuttur. Âşura Gününde ilk akla gelen ibadet ise, oruç tutmaktır. Muharrem ayı ve Âşura Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine'ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını öğrendi. "Bu ne orucudur?" diye sordu. Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur" dediler. Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam da, "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz" buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti.(3) Aşûra günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu. Bu hususta Hazret-i Âişe validemiz şöyle demektedir: "Âşûrâ, Kureyş kabilesinin Cahiliye döneminde oruç tuttuğu bir gündü. Resulullah da buna uygun hareket ediyordu. Medine'ye hicret edince bu orucu devam ettirmiş ve başkalarına da emretti. Fakat Ramazan orucu farz kılınınca kendisi Âşûrâ gününde oruç tutmayı bıraktı. Bundan sonra Müslümanlardan isteyen bugünde oruç tuttu, isteyen tutmadı." 'Buhari, Savm: 69. O zamanlar henüz Ramazan orucu farz kılınmadığı için Peygamberimiz ve Sahabileri vacip olarak o günde oruç tutuyorlardı. Ne zaman ki, Ramazan orucu farz kılındı, bundan sonra Peygamberimiz herkesi serbest bıraktı. "İsteyen tutar, isteyen terk edebilir" buyurdu.(4) Böylece Âşura orucu sünnet bir oruç olarak kalmış oldu. Âşura orucunun fazileti hakkında da şu mealde hadisler zikredilmektedir. Bir zat Peygamberimize geldi ve sordu: "Ramazan'dan sonra ne zaman oruç tutmamı tavsiye edersiniz?" Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu.(5) Yine Tirmizi’de de geçen bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: "Âşura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum."(6) "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”(7) hadis-i şerifi ise, bu günlerde tutulan orucun faziletini ifade etmektedir. Bu hadisin açılamasında İmam-ı Gazali, "Muharrem ayı Hicrî senenin başlangıcıdır. Böyle bir yılı oruç gibi hayırlı bir temele dayamak daha güzel olur. Bereketinin devamı da daha fazla ümit edilir" demektedir. Gerek Yahudilere benzememek, gerekse orucu tam Âşura Gününe denk getirmemek için, Muharrem'in dokuzuncu, onuncu ve on birinci günlerinde oruç tutulması tavsiye edilmiştir. Bu mânâdaki bir hadisi İbni Abbas rivayet etmektedir. Bunun için, müstehap olan, aşure Gününü ortalayarak, bir gün önce veya bir gün sonra oruç tutmaktır. Bu günde oruçtan başka hayır, hasenat ve sadaka gibi güzel âdetlerin de yaşatılması isabetli ve yerinde olacaktır. Herkes imkânı nisbetinde ailesine, akraba ve komşularına ikramda bulunur; bugünlerin faziletini bildiren hâdiseleri hatırlayarak ihsanda bulunursa şüphesiz sevabını kat kat alacaktır. Bilhassa, Peygamberimiz, mü'minin aile efradına Âşura Gününde her zamankinden daha çok ikramda bulunmasını tavsiye etmiştir. Bîr hadiste şöyle buyurular: "Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder."(9) Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşular da girmektedir. Fakat, bunun İçin fazla külfete girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes imkânı ölçüsünde ikram eder. Âşura gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret yılının Muharrem'ine ait 10. gününde Hazret-i İmam Hüseyin (r.a.) 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir. Bu gadr ve zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay Hazret-i Hüseyin'i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir. Şehitler mükâfatını almış en yüce mertebelere ulaşmıştır. Yüce Allah'ın da zalimlere hak ettikleri cezayı en âdil bir şekilde vereceğinden şüphemiz yoktur. Kader hükme boyun eğen her mü'min bu olaya üzülür, ancak itidalini ve soğukkanlılığını kaybetmez. Duyguları yanlışlara ve taşkınlıklara götürmez. Çünkü meydana gelen bütün olaylar ezelî takdirin bir hükmüdür. Bu açıdan bunu bir "yas merasimi" haline dönüştürmek ehli-i sünnetin itikat ve inancına aykırıdır. <> Yarın allah kısmet ederse aşura yapıcağım.

Aralık 01, 2011

YENİDEN MERHABA

Yeniden merhaba uzun zaman olmuş bişeyler paylaşmayalı ama nedenlerim var...
Önce sunu söylemek istiyorum aslında bu blogu sadece yemek tariflerim için açmıstım ama artık ufak bi değişiklikle her seyden bahsetmeye karar verdim.Umarım doğru bi karar olur.
     Bu arada ben artık evli bir bayanım 15 eylül de sevdiğim insanla dünya evine girdim ve ailemden cook uzaklara geldim.Ankaradan ayrılıp Hopaya geldim ama alıstım buraya memleketime cok yakın insanlarıda cok ıyı.Burada edindiğim bütün her şeyi paylaşmak istiyorum.
ŞİMDİLİK HOŞÇAKALIN....

Şubat 20, 2011

KIRMIZI LAHANA SALATASI

KIRMIZI LAHANA SALATASI
Buna bayılıyorum hem cok kolay hemde cok lezzetli bana  göre kesin bi misafir geldiğinde veya kendimize sık sık yapıyorum buda herkes tarafından sevılen bı tad tavsiye edrim.
Malzemeler
kırmızı lahana
mayonez
yoğurt
ceviz
kırmızı biber
Hazırlanışı
kırmızı lahanayı rendeledım.
bı kasık mayonezle yogurdumu kıvamladım
lahanalarla yogurdu karıstırdım(ıstege gore sadece mayonez veya sadece yogurtta kullanabılırsınız)
uzerıne yagda kırmızı bıberı yaktım.bıde cevızle susledım
bu kadar kolay....
AFİYET OLSUN....

HAFİF TATLAR


Şubat 19, 2011

İşte mükemmel çayın formülü



Loughborugh Üniversitesi’nde 2 ay süren araştırmanın sonucunda, lezzetli çayın formülü bulundu. Buna gÇAYDANLIK

Günün yoğunluğunun ardından, içtiğimiz güzel bir çay tüm yorgunluğumuzu alır. Güzel çay içinse iyi bir demleme yapmak gerekir...



Çay demlemek çok kolay gibi gözükse de her şeyin olduğu gibi bu işin de püf noktaları var. Dünyanın değişik çaylarını ülkemize getiren Tea For Me'den Nigar Kümbül çay demlemenin püf noktalarını anlattı.

- Güzel bir çay demlemek için kullanacağınız çayın kalitesine dikkat etmelisiniz. Çay yetişen bölgelerde elle bütün yaprak olarak toplanan çayın kalitesi, rengi ve tadı belirgin bir şekilde diğerlerinden ayırt edilebilir.

- Çayların demlenmesinde en önemli unsurlardan biri kullanılan suyun kalitesidir. Saf ve klor, kireç gibi suyun tadını bozucu şeylerden arınmış olması gerekir. Bu yüzden içme suları kullanılması en doğrusudur.

- İkinci önemli unsur, kullanılan çaydanlık veya çay potudur. Porselen ya da cam tercih edilmesi iyi olur.

- Ülkemizde yoğun olarak siyah çay kültürü ve tüketimi hakim olduğundan genelde çaydanlıkta saatlerce demlenerek siyah çay tüketilmektedir. Halbuki siyah çayı porselen veya cam potlarda 90 dereceyi geçmeyecek sıcak su ilave ederek yaklaşık 3-4 dakika demledikten sonra demi dışarı alarak hazırlamak ve çok lezzetli çay keyfi yapmak mümkündür.

- Demleme süresi tamamen çay severlerin sevdikleri kıvam ile alakalıdır. Koyu ve biraz daha sert sevenler için bu süre 6-7 dakikayı bulabilir. Yalnız şunu da unutmamak lazım ki gereğinden fazla suda kalan çaylar belli bir süre sonra acılaşmaya başlar. Bunu önlemek için istenilen kıvama geldikten sonra potun süzgeçi sudan çıkarılmalıdır.

- Yeşil çaylar, bitki çayları daha düşük derecelerde demlenmeli ve demleme süresi 2-3 dakikayı geçmemelidir.

- Beyaz çaylar ise en narin ve içimi en rahat çaylar olduğundan suyun sıcaklığı 70 derecenin üstü olmazsa çayın tadı ve içimi lezzetlenir. Genel olarak çaydanlıktan ziyade potlar ile demlenmesi çay rituelinin özüne ve damak zevkine daha yakın olmasından dolayı daha kullanışlı ve lezzizdir.

- Çayları demlerken hava ile irtibatı ne kadar kesebilirseniz demlediğiniz çayın kalitesi de o derece yüksek olacaktır. Yani potda demleyeceğiniz çayları demlemeye bırakmadan açık olan ağız kısmına bir şey kapatılabilir veya bir havluya sarılabilir. Bunlar çayınızın lezzetini arttıracak ufak detaylardır. 

Şubat 16, 2011

YATMADAN ÖNCE YOĞURT

Yatmadan önce bir kase yoğurt
Prof. Dr. Erdem, bazı yemeklerin vazgeçilmezleri arasında bulunan yoğurdun, bu yemeklerdeki besin değerlerinin bağırsaktan emilimini engellediğine dikkati çekerek, “Alışkanlık olarak yemekle birlikte yenen yoğurt, bazı yemeklerin besin değerini olumsuz etkileyebiliyor. Yoğurt, etrafında bazı organizmaların büyümesini engelleyebilmek için onların büyümesini sağlayan gerekli bir takım maddeleri ortadan kaldırabilir. Mesela demiri bağlaması gibi” diye konuştu.
Prof. Dr. Erdem, yoğurdun içindeki vitamin ve minerallerin faydasının görülebilmesi için ana yemeği yedikten bir iki saat sonra, yani yatmadan önce kendi başına bir besin maddesi olarak alınması gerektiğini
YOĞURT YEMEMİZ İÇİN 18 NEDENİMİZ VAR
Proteince zengindir.
*İyi kalsiyum kaynağıdır. (Sade yoğurt fincan başına 400 mg kalsiyuma sahiptir. 1 fincan kaymaksız süttekinden daha fazla kalsiyum içerir.)
*Bir adet muz kadar çok potasyum içerir.
*B vitamini enzimi olan riboflavinin mükemmel kaynağıdır.
*Laktaz enzimi üretimiyle laktoz sindirimini artırır. (Süt ürünlerindeki karbonhidrat)
*Bazı yoğurt tiplerinde bulunan aktif kültürler, ishale karşı korur ve bağışıklık sistemini güçlendirmede yardımcı olur.
*Bağışıklık sistemini saldırılara karşı geliştirerek, göğüs ve kolon kanseri riskinin azalmasında yardımcı olabilir
Serpintilerden ve parlak renklerden uzak durun ve bu önemli konularda yerinde seçimler yapın:
*Yoğurdun ktusunda Lactobacillus acidophilus ya da Bifidus gibi “canlı ve aktif” kültürleri içerdiği açıkça belirtilmeli. Bu tür kültürler sindirim sistemimizi güçlü ve sağlıklı tutmaya yadımcı olur.
*Servis başına en azından 300 mg kalsiyum içermeli.
*Son kullanma tarihlerine dikkat edin, bu tarihten sonra yararlı aktif kültür miktarı azalır.
*Yoğurt günün her anında çok lezzetlidir!
*Ayçiçeği tohumları, doğranmış kuruyemişler ya da buğday tohumuyla hoş ve besleyici bir karışım elde edebilirsiniz..
*Yoğurda doğranmış taze meyveler ekleyin.
*Tatlı yoğurt seviyorsanız bal serpiştirin.
*Nefis bir kahvaltı ya da öğleden sonra atıştırmalığı için, az yağlı tahıl gevreğini süt yerine yoğurtla kaplayın.
*Öğleyin yoğurt tüketin.
*Sos ve salatalarda mayonez ya da ekşi krema yerine yağsız sade yoğurt kullanın. Kremsi bir doku için, bir fincanın yoğurdu geceden kahve filtresinde süzün. Kalan su ekmek, çorba ya da soslarda kullanılabilir.
*Nefis bir yemek sonrası tatlı için taze meyveyle vanilyalı yoğurdu kat kat yapıp tüketin.
En güzelide ev yapımı taze yoğurt....

RENKLİ PATATES TOPLARI

Patatesin bi çok  çeşidi yapılıyo bu yönden pratik tatlar için vazgeçilmezlerimdendir patates :))
Çok kolay bi tarif daha
Malzemeler
6 adet patates
maydonoz
havuç
kırmızı biber,karabiber,tuz
Hazırlanışı
Patatesleri haslıyoruz.(kabuklarını soyarak haslamak daha lezzetlı yapıyo.
Havuçları rendenin ince tarafıyla rendeliyelim patatesin bi kısmına katıp karıştıralım.Tuzu unutmayalım.karısımı yuvarlayalım istenilen boyutta.
Maydonozu ince ince doğrayalım dereotuda kullanabiliriz.sade yuvarladıgımız patatesleri bu karısıma bulayalım.
Son olarak kalan patatesleri kırmızı biber karabiber ekleyip yuvarlayalım.
Servise hazır.
Afiyet olsun.

Popüler Yayınlar